Emekçi sınıfa ait olmanın yalnızca ekonomik sömürü ilişkileri üzerinden değerlendirilmesi, indirgemeci bir yaklaşımdır. Çalışma yaşamındaki bir emekçi, kendisini tahakküm altına alan eşitsiz ücretlendirmelerin yanı sıra toplumsal kodlar, önyargılar, damgalanmalarla da mücadele eder. Sınıfın Gizli Yaraları, Amerika’da emeğin dönüşümünün gerçekleştiği bir dönemde işçi sınıfınının dinamiklerine sosyolojik perspektifle odaklanır. Toplumsal normların sınıf bilincinin şekillenmesinde oynadığı rolü saha çalışmaları aracılığıyla ortaya çıkarır, sınıf bilincinin yalnızca kapitalde gizli olmadığını vurgular. Sennett ve Cobb’a göre sınıf bilinci, görünenin ötesinde, daha derinde gizlidir. Eser, emekçi olmanın anlamını duygu sosyolojisine yaptığı vurgularla görüşmeler üzerinden sorgularken; sınıfsal eşitsizliklere, hayal kırıklılıklarına, fedakarlıklara, otoriteye, özgürlüğün haysiyetsiz kaynaklarına atıfta bulunur. Sınıfın Gizli Yaraları, araştırmacı-araştırılan dikotomisindeki kültürlerarası iletişime yönelik ikilikleri aşmanın yollarını betimlemesi ve saha çalışmalarının nasıl olması gerektiğine yönelik kavrayış sunması bakımından yöntembilimsel önem taşır.