Kariyer geleceği algısı bireylerin kendi kariyer süreçlerini yönetme konusunda duydukları özgüvenlerini tanımlar. Bu algısı pozitif yönde olan bireyler kariyeri ile ilgili araştırma yapmaya, seçenekleri incelemeye ve kendisi için uygun seçimler yapmaya istekli olacaktır. Bu çalışmanın amacı da memurluk kariyer sınavına hazırlanan mezun ve üniversite genç yetişkini bireylerin kariyer geleceği algısı düzeyleri ile sahip oldukları mutluluk ve psikolojik sağlamlık düzeylerinin ilişkini incelemektir. Bu amaçla Ankara ilinde bir özel öğretim kurumunda kurs alan 96 öğrenci çalışmaya alınmıştır. Çalışma sonucunda bireylerin kariyer geleceği algısının orta düzeyde pozitife yakın olduğu görülmektedir. Aynı zamanda bireylerin mutluluk düzeyleri cinsiyet, geçmişteki iş deneyimi ve öğrenim durumu göre değişmezken, psikolojik sağlamlık düzeyinin öğrenim durumu ve çalışma deneyimine göre değiştiği görülmüştür. Kariyer geleceği algısı üzerine ise sadece psikolojik sağlamlık düzeyinin yordayıcı etkisi bulunmuştur.

Bu çalışmanın amacı öğretmenlerin değerler eğitimi özyeterlik algılarını belirlemeye yönelik geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı geliştirmektir. Çalışma tarama desenindedir. Ölçek geliştirme çalışması 742 öğretmen ile gerçekleştirilmiştir. Ölçek maddelerinin oluşturulması için değerler eğitimini konu alan kaynakların taranarak 39 maddelik bir madde havuzu oluşturulmuştur. Ölçeğin görünüş ve kapsam geçerliğini değerlendirmek için alanında uzman öğretim üyelerinden görüşler alınmıştır. Araştırmanın birinci aşamasında açımlayıcı faktör analizi yapılarak üç faktörlü bir yapı belirlenmiştir. 35 maddeden oluşan ilk ölçeğin faktörlerinin toplam varyansın %48’ini açıkladığı görülmüştür. İkinci aşamada birinci düzey doğrulayıcı faktör analizi yapılmıştır. 35 madde ve üç faktörden oluşan yapının verilerle uyumlu olduğu doğrulanmıştır. Değerler eğitimi özyeterlik algısı ölçeğini oluşturan faktörlerin değerler eğitimi özyeterlik algısı değişkenini açıklayıp açıklamadığını belirlemeye yönelik ikinci düzey doğrulayıcı faktör analizi yapılmıştır. 35 madde ve üç boyuttan oluşan nihai ölçeğin elde edile verilerle uyumlu olduğu tespit edilmiştir. Yapılan güvenirlik analizi sonucunda ölçeğin tamamı için Cronbach Alpha iç tutarlılık katsayısı .92, McDonald’s Omega katsayısı .93 olarak hesaplanmıştır. Sonuçlar, değerler eğitimi özyeterlik ölçeğinin geçerli ve güvenilir olduğunu ve öğretmenlerin değerler eğitimi özyeterlik algılarını belirlemeye yönelik sağlam bir ölçme aracı olduğunu göstermektedir.

Araştırmanın amacı öğrencilerin “Sistemlerin Sağlığı” konusu ile ilgili argüman seviyelerinin belirlenmesidir. Çalışmanın uygulaması 2023-2024 eğitim öğretim yılı içerisinde Giresun ilinin bir devlet ortaokulunda gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu aynı ortaokulun 6. sınıfında öğrenim görmekte olan 41 öğrenci oluşturmaktadır. Çalışma nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışmasıdır. Araştırmada argümantasyon yöntemiyle “Sistemlerin Sağlığı” konusuna uygun hazırlanan etkinlik kâğıdı veri toplama aracı olarak kullanılmıştır. Etkinlik kâğıdında öğrencilere müfredatta yer alan hastalıklar (sinüzit, zatürre, romatizma, kemik erimesi, böbrek taşı, böbrek yetmezliği, ishal, ülser, devlik, cücelik, kanser, anemi) ve sistem isimleri (destek ve hareket sistemi, boşaltım sistemi, denetleyici ve düzenleyici sistem, solunum sistemi, dolaşım sistemi, sindirim sistemi) verilmiştir. Öğrencilerden hastalıkların hangi sisteme ait olabileceğini tahmin ederek iddiada bulunmaları istenmiştir. Daha sonra öğrencilerden, bu iddialarını gerekçelendirmeleri, destekleyici örnekler vermeleri ve etkinlik kâğıdına yazmaları istenmiştir. Argümantasyon süreci başladığında farklı düşünceleri olan öğrencilerin, diğer öğrencilerin iddia ve gerekçelerine yönelik çürütücüler ortaya koymaları istenmiştir. Uygulama 2 ders saati sürmüştür. Öğrencilerin etkinlik kâğıtlarındaki verileri betimsel analiz yöntemiyle analiz edilmiştir. Sadece iddiada bulunanlar seviye 1, hem iddia hem gerekçe kullananlar seviye 2, iddia ve gerekçelerini destekleyicilerle sunanlar seviye 3, iddia, gerekçe, destekleyici ve çürütücü kullananlar seviye 4 olarak kodlanmıştır. Öğrencilerin “Sistemlerin Sağlığı” konusundaki argüman seviyeleri %12,2 seviye 1, %24,4 seviye 2, %51,2 seviye 3 ve %12,2 seviye 4 olarak tespit edilmiştir. Sonuca göre öğrencilerin yarısı iddia, gerekçe ve destekleyici kullanmayı başarmışlardır. Ayrıca iyi ölçüde çürütücü kullanabilen öğrencilerin olduğu da belirlenmiştir. Gerçekleştirilen uygulamada öğrencilerin “Sistemlerin Sağlığı” konusuna ilişkin argüman seviyelerinin iyi düzeyde olduğu ve kaliteli argümanlar ürettikleri belirlenmiştir. Öğrencilerin argüman oluşturma seviyelerinin geliştirilmesine yönelik fen konularında farklı çalışmalar gerçekleştirilmesi önerilir.

Roma dönemi lahitlerinde sıklıkla mitolojik konuların ve mitik karakterlerin betimlendiği görülmektedir. Lahitlerde betimlenen bu mitik karakterlerden biri de Yunan mitolojisinin önemli figürlerinden biri Theseus ile Amazonlardan Hippolyte veya Antiope’nin oğulları olan Hippolytos’tur. Hippolytos’un hayatından kesitlerin yer aldığı sahneler Roma dönemindeki lahitlerde betimlenmiştir. Çalışmada öncelikle Hippolytos’un kim olduğu, antik yazarlardan Euripides ve Seneca’nın eserlerinde Hippolytos’un hayatının nasıl ele alındığı ele alınmıştır. Lahitler üzerindeki betimlerinin yorumlanması açısından özellikle bu iki antik yazarın verdikleri bilgiler önem arz etmektedir. Ardından Hippolytos lahitleri Attika ve Roma üretimi olarak iki ana başlığa ve bu başlıklarda tiplerine göre alt başlıklara bölünerek ele alınmıştır. Son olarak verilen örneklerle konu somutlaştırılmış ve Roma dönemi lahitlerde üslup değişimi kapsamında bu örnekler kendi aralarında gerek stil gerekse tarihlendirme açısından karşılaştırılmıştır. Kısacası mitolojik bir konunun Roma dönemindeki lahitlerde nasıl ve ne şekilde ele alındığı, stilistik ve tarihlendirme açısından Roma dönemi lahitlerinde MS 180 civarında meydana gelen üslup değişiminin ne gibi bir önem taşıyıp rol oynadığı araştırılmıştır.

Emekçi sınıfa ait olmanın yalnızca ekonomik sömürü ilişkileri üzerinden değerlendirilmesi, indirgemeci bir yaklaşımdır. Çalışma yaşamındaki bir emekçi, kendisini tahakküm altına alan eşitsiz ücretlendirmelerin yanı sıra toplumsal kodlar, önyargılar, damgalanmalarla da mücadele eder. Sınıfın Gizli Yaraları, Amerika’da emeğin dönüşümünün gerçekleştiği bir dönemde işçi sınıfınının dinamiklerine sosyolojik perspektifle odaklanır. Toplumsal normların sınıf bilincinin şekillenmesinde oynadığı rolü saha çalışmaları aracılığıyla ortaya çıkarır, sınıf bilincinin yalnızca kapitalde gizli olmadığını vurgular. Sennett ve Cobb’a göre sınıf bilinci, görünenin ötesinde, daha derinde gizlidir. Eser, emekçi olmanın anlamını duygu sosyolojisine yaptığı vurgularla görüşmeler üzerinden sorgularken; sınıfsal eşitsizliklere, hayal kırıklılıklarına, fedakarlıklara, otoriteye, özgürlüğün haysiyetsiz kaynaklarına atıfta bulunur. Sınıfın Gizli Yaraları, araştırmacı-araştırılan dikotomisindeki kültürlerarası iletişime yönelik ikilikleri aşmanın yollarını betimlemesi ve saha çalışmalarının nasıl olması gerektiğine yönelik kavrayış sunması bakımından yöntembilimsel önem taşır.