Bu araştırmanın amacı, şiirle hazırlanan psiko-eğitim programının ergenlerin sosyal kaygı, okul motivasyonu ve öznel iyi oluş düzeylerine etkisini ve deneyimlenen psiko-eğitim sürecinin ergenler tarafından nasıl değerlendirildiğini incelemektir. Araştırma, karma araştırma yöntemlerinden biri olan sıralı açıklayıcı desene göre yürütülmüştür. Araştırmanın nicel aşamasında deneysel desen türlerinden ön test–son test kontrol gruplu deneysel desen, nitel aşamasında fenomenolojik desen kullanılmıştır. Veriler, “Ergenler İçin Sosyal Kaygı Ölçeği”, “Ortaokul Öğrencileri İçin Okul Motivasyonu Ölçeği”, “Ergen Öznel İyi Oluş Ölçeği” ve “Şiirle Psikoeğitim Değerlendirme Formu” kullanılarak toplanmıştır. Araştırma deney gurubunda 12, kontrol grubunda 12 olmak üzere toplam 24 ortaokul öğrencisi ile gerçekleştirilmiştir. Deneysel çalışma sonucunda grupların ön test ve son test puanları karşılaştırılmıştır. Grupların ön test-son test puanları karşılaştırıldığında; kontrol grubunda tüm değişkenler için anlamlı bir farklılık görülmemiştir. Deney grubu puanları karşılaştırıldığında okul motivasyonu düzeyinde anlamlı bir farklılık bulunamamış ancak öznel iyi oluş düzeylerinde anlamlı bir artış, sosyal kaygı düzeyinde anlamlı bir azalış olduğu görülmüştür. Araştırmanın nitel sonuçlarına bakıldığında ise; uygulanan şiirle-psiko eğitim programının deney grubunda şiire yönelik ilgi ve tutum, empati ve duygu farkındalığı ve öznel iyi oluş düzeylerini arttırdığı; sosyal kaygı düzeylerini ise azalttığı görülmüştür. Bazı katılımcıların okul motivasyonu düzeyinde de nicel verilerin aksine bir artış yaşandığı görülmüştür. Genel bir ifade ile şiirle psiko-eğitim programının ergenler üzerinde olumlu etkiye sahip olduğu söylenebilir.

Çalışma, öğretmen deneyimlerine göre okul öncesi öğretmenlerinin okul müdürleri ile yaşadıkları sorunları belirlemek ve bu sorunlara yönelik çözüm önerileri geliştirmek amacıyla yapılmıştır. Çalışma, nitel araştırma desenlerinden fenomenoloji deseninde olup; 2022-2023 eğitim öğretim yılında bağımsız devlet anaokullarında görevli sekiz okul öncesi öğretmeni ile yürütülmüştür. Çalışmanın verileri, yarı yapılandırılmış görüşme formu ile toplanmış ve içerik analizi ile çözümlenmiştir. Çalışma sonucunda katılımcılar kişisel anlamda iletişim eksikliği, fikirlere değer verilmemesi, sorunlara karşı ilgisiz davranılması ve önyargılı olunması gibi sorunları ifade etmişlerdir. Yönetsel anlamda ise okul yöneticilerinin katı hiyerarşik uygulamaları, mobbing, tehditkâr yaklaşımı ve sorunları geçiştirmeleri en büyük sorunlar olduğu tespit edilmiştir. Okul öncesi öğretmenlerinin yaşadıkları sorunlara yönelik olarak açık iletişimde bulunmak, sabırlı olmak, profesyonel tutum sergilemek, işbirliği- uyum içerisinde bulunmak, eleştiriye açık olmak, çözüm odaklı olmak, paylaşıma açık olmak ve empati kurabilmek gibi sorunları çözmeye yönelik önerilerde bulunulmuştur. Araştırma sonunda bulgularla uyumlu çeşitli öneriler verilmiştir.

The aim of the study is to reveal the effects of Gandhi on the modernization of India by analyzing the main lines of the film titled Gandhi. Document review method, one of the qualitative research methods, was used in the research. As a document, the 1982 film "Gandhi", directed by Richard Attenborough and starring Ben Kingsley, was used. As a result, it was nominated for Oscar in 11 categories and won Oscars in 8 categories during its release. The film tells how and within what events Gandhi turned into a world-renowned charisma in his life, which he started as an ordinary person, how he resolved issues and problems in an impressively and swiftly, always at the forefront with people, with the power of the people behind him, and how India finally gained its freedom from the imperialist colonial powers. This film has introduced Gandhi to the world in a more detailed fashion. Although hundreds of books, hundreds of studies and articles have been written about Gandhi, none of them have introduced Gandhi to such a wide audience as this film. This process that India went through undoubtedly took place thanks to him and under his leadership, and laid the foundations of the modernization of today's India.

Bu araştırmanın amacı sınıf öğretmenlerinin ilkokul matematik programını uygularlarken karşılaştıkları sorunları belirlemek ve bu sorunlara yönelik olası çözüm önerileri ortaya koymaktır. Bu amaç doğrultusunda ilgili araştırma nitel araştırma yaklaşımı çerçevesinde olgubilim deseni kullanılarak düzenlenmiştir. Araştırmanın çalışma grubu amaçlı örnekleme yöntemi doğrultusunda benzeşik örnekleme tekniği ile belirlenmiştir. Bu bağlamda araştırmanın çalışma grubu 12 sınıf öğretmeninden oluşmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Yapılan görüşmeler bizzat araştırmacı tarafından yüz yüze gerçekleştirilmiştir. Elde edilen veriler betimsel analiz tekniği ile analiz edilmiştir. Veriler analiz edildiğinde çalışmaya katılan sınıf öğretmenleri programı 1) Plan, 2) Sınıflandırma, 3) İş-Zaman Uyumu, 4) Tasarlama ve 5) Düzen şeklinde sıralamışlardır. Katılımcılar ilkokul matematik programını uygularlarken karşılaştıkları sorunları 1) Etkinlik, 2) Materyal, 3) Ölçme Değerlendirme, 4) Öğrenci, 5) Teknoloji, 6) Zaman ve 7) Veli şeklinde belirtmişlerdir. Sınıf öğretmenleri ilkokul matematik programını uygularlarken karşılaştıkları sorunların üstesinden gelinmesi için etkinliklerin arttırılması, sınıf seviyesine uygun materyal hazırlanması, ölçme değerlendirme sürecinin daha da zenginleştirilmesi, öğrencilerin bilinçlendirilmesi, öğretim teknolojilerinden daha çok faydalanılması, müfredatın sadeleştirilerek zaman konusunda kaygının ortadan kaldırılması ve velilerin bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi gibi birtakım önerilerde bulunmuşlardır. Araştırmacı ilkokul matematik programının daha da gündelik hayatla ilişkilendirilerek yeni nesil matematik anlayışı kültürünün oluşturulması gerektiği sonucuna varmıştır.

The main purpose of the study is to examine the use of biography in 5th and 6th grade Social Studies textbooks in the 2022/2023 academic year. Document review method, one of the qualitative study methods, was used in the study. Primary School Social Studies 5th and 6th grade textbooks prepared by the Ministry of National Education (MEB) were used as documents in the research. The data obtained as a result of the research was analyzed by content analysis. According to the results of the research, it was seen that the biographies of a total of 24 people were included, 14 biographies in the 6th grade textbook and 10 biographies in the 5th grade textbook. In some units, more biographies were used and in some units less. On the other hand, it was determined that no biography was used in some units. It is quite striking that all 24 people whose biographies were used in the research were male and Turkish nationals, and no biographies of females or foreigners were used. According to the results of the research, suitable people to be used in all units in the Social Studies textbook were researched and suggestions were made to ensure equal distribution in the use of biographies and to include more biographies of women and foreign people.

Pek çok doğal felaketin yaşandığı ülkemizde doğal afet üzerinde durulması gereken önemli içeriklerin başında gelmektedir. Bu bağlamda çalışmada 2018 Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programı (SBDÖP) ve 4, 5, 6 ve 7. Sınıf Sosyal Bilgiler ders kitapları içerisindeki doğal afet konularının belirlenmesi ve bu konuların işleniş durumunu afet eğitimi bağlamında incelemesi amaçlanmıştır. Araştırma nitel bir çalışmadır. Çalışmanın dokümanları tipik durum örneklemesi ile belirlenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programı’nın 6. sınıf düzeyinde afet eğitimi ile ilgili yeterli kazanımlara yer verilmediği belirlenmiştir. Bu çerçevede 6. sınıf sosyal bilgiler ders kitabında afet türlerine ilişkin içeriğin oldukça yetersiz olduğu belirlenmiştir. Ancak 4 ve 5. sınıf sosyal bilgiler ders kitaplarında afet türlerine ilişkin yazılı içeriklere, görsel kaynaklara ve kavrama düzeyinde sorulara daha fazla yer verildiği tespit edilmiştir. Bu içeriklerin çoğunlukla deprem konusuyla ilgili olduğu tespit edilmiştir. Afet eğitimi ile ilgili aktif öğrenme ortamına yönelik etkinliklere yer verilmediği belirlenmiştir. Programda afet eğitimiyle ilgili kazanımların çoğunlukla duyarlılık ve dayanışma değerleriyle; becerilerin ise mekan algısı, çevre okuryazarlığı, gözlem, işbirliği, problem çözme ve girişimcilik becerileriyle ilişkili olduğu anlaşılmıştır. Oysaki depremin önlenebilirliğiyle ilgili öğrencilere sorumluluk, bilimsellik ve dürüstlük değerlerinin kazandırılması, kanıt kullanma, konum analizi, karar verme, araştırma, harita ve hukuk okuryazarlığı becerilerinin geliştirilmesine de ihtiyaç vardır. Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programı’nın ve ders kitaplarının bu bağlamda düzenlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Productive skills, speaking and writing, are crucial yet quite difficult skills to master in language learning. For this reason, various methods and techniques are incorporated to enhance speaking and writing skills. This research investigates high school students’ perceptions about the use of social media (YouTube and Blogger) for enhancing productive skills in English as a Foreign Language (EFL) learning during the hybrid education process at the time of Covid-19 pandemic. Students were given a choice between traditional workbook tasks and creating blog posts on Blogger or videos on YouTube throughout a semester. Case study, one of the qualitative research designs, was used in the study. In this context, convenience sampling, one of the purposive sampling types, was adopted to form the study group, and the study group consisted of 32 participants studying in a private high school during Covid-19 pandemic. Before the implementation began, students were trained on preparing digital content on YouTube and Blogger. Afterwards, students prepared their own digital content throughout the semester. At the end of the implementation, the data were collected via a questionnaire on Google Forms. Descriptive analysis method was used to analyze the qualitative data. The study examines and uncovers a generally positive reception towards the use of Youtube and Blogger for enhancing productive skills in language education. However, variations in responses highlight the need for a nuanced understanding of its effectiveness. This research contributes to discussions on modernizing language education by revealing both the potential benefits and pitfalls of utilizing social media platforms for language skill development.

Araştırmanın amacı, yükseköğretim kurumlarında görev yapan öğretim elemanlarının hayat boyu öğrenme eğilimlerini belirlemektir. Karma yöntem kullanılarak tasarlanan araştırma hem nicel hem de nitel yöntemleri içermektedir. Nicel araştırma tarama yöntemi ile yürütülmüş, veriler çevrimiçi ve yüzyüze toplanmıştır. Nicel boyut, 2022-2023 eğitim-öğretim yılında Ege Bölgesi'nde bir devlet üniversitesinde görev yapan 1880 öğretim elemanını kapsamaktadır. İstatistiksel analiz için 300 öğretim elemanının verileri kullanılmıştır. Araştırmanın nitel boyutu, Ege Bölgesi'nde bir devlet üniversitesinde görev yapan 10 öğretim elemanını içeren olgubilim deseni kullanılarak yarı yapılandırılmış görüşme formları kullanılarak veri toplama süreci gerçekleştirilmiştir. Bulgular, öğretim elemanlarının hayat boyu öğrenme eğilimlerinin yüksek düzeyde olduğunu göstermektedir. Cinsiyet değişkeni hayat boyu öğrenme eğilimlerinde anlamlı bir farklılık oluştururken, diğer demografik değişkenlerde istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Araştırmanın nitel bulgularında 10 tema belirlenmiştir: Hayat Boyu Öğrenme Kavramı, Hayat Boyu Öğrenici, Kendini Yenileme ve Geliştirme, Gelişimi Aktif Tutma, Hayat Tarzı Olarak Öğrenme, Yeni Öğrenmelere İlgi ve Merak, Öğretim Elemanlığında Merak, Yükseköğretimin Katkısı, Üniversitenin Yapması Gerekenler ve Öğretim Elemanlarının Yapması Gerekenler. Nicel ve nitel veriler birleştirilerek elde edilen bu sonuçlar, kadın öğretim elemanlarının sosyal sorumluluklarını azaltmak adına ev işleri, çocuk gelişimi gibi konularda kendilerini geliştirebilecekleri eğitimlere ve paylaşımlara olan ihtiyaçlarını vurgulamaktadır. Bu noktada, üniversite yönetimlerinin öğretim elemanlarının içsel motivasyonunu besleyen ortamlar oluşturmaya odaklanması önerilir.